16 Eylül 2012 Pazar

SAĞLIK TÜRKİYE’NİN PARLAYAN YILDIZIDIR


Yaklaşık 3 ay Avrupa’da kalıp çeşitli araştırma ve gözlemler yapma fırsatı buldum. Bu süreçte ülkemizi çeşitli yönlerden diğer ülkelerle karşılaştırdım. Fakat bu araştırmalar sonucunda fark ettim ki Global...




Yaklaşık 3 ay Avrupa’da kalıp çeşitli araştırma ve gözlemler yapma fırsatı buldum. Bu süreçte ülkemizi çeşitli yönlerden diğer ülkelerle karşılaştırdım. Fakat bu araştırmalar sonucunda fark ettim ki Global düzeyde yani Dünya’nın her yerinde kullanılan bir markamız maalesef yok. Örneğin; Kore: samsung,  Kia. Almanya: Mersedes, Bosch, Adidas. İtalya: Fiat,  Ferrari. Japonya; Sony, Toyota. Çekler: Skoda. Fransa; Renault, Alcatel. Finlandiya: Nokia.  ABD: Apple, Ford vb. markaları ortaya çıkarıp Dünyanın her yerine satıp Global düzeyde rol oynarken Türkiye bu örneklere benzer bir markayı ortaya koyamamış, sadece ara ürün üreten markaların ve diğer ülkelerin pazarı haline gelmiştir.
Ancak Teknolojik yönden diğer ülkelerin gerisinde kalsak da özellikle Turizm ve Sağlık gibi hizmet ağırlıklı sektörlerde oldukça yüksek kapasite ve prestije sahibiz. Bu makalemde Türkiye’deki Sağlık Sektörünün Global düzeydeki durumunu ele alacağım. Özellikle İngiltere’de yaptığım incelemelerde, oradaki hastanelerin fiziksel kapasitelerinin ülkemizin gerisinde olduğunu bizzat görme fırsatı buldum. Türkiye’deki teknolojiyle donatılmış yüksek katlı ve geniş alanlarda hizmet veren sağlık kampüslerinin batıda olmadığını oradaki binaların birkaç katlı ve sade yapılar olduğunu gördüm. Bu anlamda ülkemizdeki hastanelerin fiziksel kapasitelerinin oldukça iyi durumda olduğunu söyleyebilirim. Diğer taraftan önemli bir konu verilen hizmetin kalitesi ve yeterlik düzeyidir. Bu yönüyle de ülkemizin sağlık alanındaki başarısı ve yeterliliği gayet üst düzeydedir. Örneğin bu duruma kanıt olarak İngiltere’de bir gazetenin Türk cerrahların başarı ile yaptığı “rahim nakli” haberini yapması gösterilebilir. Diğer taraftan Akdeniz üniversitesinde yapılan “ yüz nakli” ameliyatı da oldukça önemli bir gelişme olarak Avrupa da birçok haber kanalında yer aldı. Diğer taraftan Ülkemizde özellikle maliyetlerin düşük olması nedeniyle sağlık turizmi giderek önemini artırmaktadır. Öyle ki; Avrupa da bazı ajans ve gazeteler Türkiye’yi sağlık Turizmi açısından tanıtıp “saç ekimi, estetik ve göz ameliyatlarını” müşterilerine pazarlamaktadırlar. Bu kapsamda birçok turist ülkemize gelerek hem ameliyat olmakta hem de tarihi ve turistik yerleri ziyaret etmektedir. Bunlara ek olarak 2002 yılında başlatılan Sağlıkta dönüşüm projesi ile Hasta hakları, Hasta Memnuniyeti, İlaçta referans fiyat uygulanması, kalite ve performans gibi uygulamalarla bütünsel olarak ülkemizin sağlık kalitesi artmıştır. Özetle, Türkiye sağlık alanında hem kapasite olarak (1.000 civarında devlet hastanesi, 500 civarında özel hastane ile) hem de kalite açısından dünya ile rekabet edecek düzeydedir.
Peki, neden Türkiye teknoloji ve bilim konularında diğer ülkelerin gerisindeyken Sağlık alanında iyi durumdadır? Ben bu durumu subjektif olarak aşağıdaki nedenlere bağlıyorum.
1.Özellikle tarihsel süreçte Lokman hekim vb. hekimlerin öğretileri sayesinde Tıp anlayışımız gelişmiştir.
2. Tarihteki en önemli bilim adamımız İbni Sina (Batıda 600 yıl onun kitapları temel tıp kitabı olarak okutuldu) ve diğer tıp adamlarının yazdığı kitaplar sayesinde bilgi seviyemiz artmıştır.
3. Gazi Yaşargil, Mehmet Öz ve Betül Gozel Ulusal (2003 yılında ABD’de fareler üzerinde ilk yüz naklini yapıp tıp literatürüne geçen hekim) gibi başarılı hekimlerimiz diğer hekimlerimize örnek olarak başarma ve yeterlik algılarının artmasına neden oldu.
4. Özellikle 2002 yılından sonra Sağlık Bakanlığının “sağlıkta dönüşüm projesi” kapsamında yaptıkları reformlar sayesinde sağlık sektörü gelişerek bu noktaya geldi.
Son Söz; eğer dünya çapında başarı elde etmek istiyorsak milli bir strateji ve politika izleyerek sağlık alanındaki mevcut iyi konumumuzu daha da güçlendirerek bu alanda Dünyada İlk üç sırada yer alabilir ve Sağlık sektörünü Türkiye’nin en önemli markası yapabiliriz. Bu vizyon hiçte uzak değildir. Bunu başarabilmek için özellikle sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık gönüllülerine yatırım yapılmalı, onların bilgi ve deneyimlerinin artırılması için fırsatlar verilmelidir.
Sağlık alanında Dünya standartlarında hizmet veren Doktor, Hemşire, Teknisyen, Hasta Bakıcı, Yönetici ve burada sayamadığım bütün sağlık ordusunu tebrik ediyor, gelecekte verecekleri hizmetlerle gurur vesilemiz olmaya devam etmelerini yürekten destekliyorum.
Öğr. Gör. Taşkın KILIÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder